20. yüzyıl her bireyin parmak izi kadar farklı ve özel olduğunu kanıtlayan bir yüzyıl olmuştur. 21. Yüzyıl ise bu bulguların hayata geçirildiği yüzyıl olacaktır. Maya Okulları kurulduğundan beri öğrencilerinin kendilerine özel öğrenme biçimleri ve stilleri üzerinde hassasiyetle durmaktadır. Öğrenme stilleri kavramı ilk defa Prof. Dr. Rita Dunn tarafından 1960’lı yıllarda Amerika’da ortaya atılmıştır. Her öğrencinin yeni ve zor bir bilgiyi öğrenirken kendine özgü ve farklı olarak kullandığı yollara öğrenme stili denilmektedir.

Hepimiz, bazı öğrencilerin parlak ışıkta, bazı öğrencilerin loş ışıkta; bazı öğrencilerin serin bazı öğrencilerin sıcak ortamda; bazı öğrencilerin yalnız, bazılarının arkadaşlarıyla birlikte; bazı öğrencilerin uzanarak bazı öğrencilerin masa başında çalışmak istediklerini belirttiklerine şahit olmuşuzdur.

Benzer şekilde bazı öğrencilerin analizci bazı öğrencilerin bütüncül olduğunu da fark etmişizdir. İşte bu özellikler bireylerin nasıl daha başarılı olabilecekleri konusunda yol haritası sunmaktadır. Bu amaçla Maya Okullarında her öğrencinin öğrenme stili tespit edilmekte, güçlü ve zayıf yanlarından oluşan öğrenme profili çıkarılmaktadır. Bu profillerden yola çıkarak her öğrenci için öneriler geliştirilmektedir. Ayrıca öğretim programları ve öğrenme ortamları öğrenme stillerine göre düzenlenir. Benzer düzenlemeler anne babaların bilgilendirilmesi suretiyle ev ortamında da gerçekleştirilir. Böylece her öğrenci kendine özgü bir öğrenme atmosferine ulaşabilir.